Kusma Kulübü: Eleştiri ve Söyleşiler

Nokta – Mart 2004

Sayın Eroğlu, Geç olmakla birlikte, geçen yıl “Adını Unutan Adam” kitabınızı okudum. Ne kadar “karanlık” olsa da kötü bir dönemimde bana  oldukça iyi geldi. Sarsıldım ve kendimi uzun zaman unutmamı sağladı. O nedenle öncelikle size teşekkür etmek istiyorum. N. – Sizi Kusma Külübü’nü yazmaya götüren süreci merak ediyorum. Ne vakit ipin ucu kaçtı ve böyle […]

Radikal – Şubat 2004

R. – Ana karakteriniz Umut’un yaşadığı ev, çeşitli nedenlerle yaralanmış, örselenmiş ve bununla birlikte birbirine tutunarak ayakta kalmaya çalışanların buluştuğu bir mekân. İstanbul’un bir semtindeki bu apartman, Türkiye’nin acı çeken tüm kesimlerini kapsayacak nitelikte. Onlar, moda tanımlamayla “öteki Türkiye’nin” insanları. Edebiyat belki de ‘mutlu’ insanların değil, mutsuzları ve ‘hayata tutunamayanları’ anlatma işi. Bu açıdan baktığınızda romanınızdaki […]

Cosmopolitan – Şubat 2004

C. –  Yazmasaydınız kusacak mıydınız? Ya da yazmak bir kusma biçimi miydi? M.E. –  Yazmak, gizemli, tutkulu ama yorucu bir serüvendir; bu yüzden biraz aşka benzer. Aşk gibi bir çok  tanımı vardır. Ben, ‘beynin kendine yönelttiği hırslı dikkatten doğan, güçlü bir boşalma isteği’ şeklinde özetlenebilecek olanı yeğlerim. Çünkü yazmak tek başına, tutkuyla, acı çekerek yapılır ve […]

Pandora – Şubat 2004

“Hayat mutlu olmak içinmiş! Benimki mutsuzluğuma alışmaktan ibaret. Eğer hayat ölümümüze doğru akan, uzunluğu belirsiz bir ırmaksa, bana ait olana hiç bir kolun bağlanmadığını da söylemeliyim: Dar kanyonların arasına sıkışmış, coşkusuz ve yatağını derinleştiremeyen cılız bir akıntı benimki… Dışarıda nakarat gibi bir yağmur, penceredeyse insanı itirafa zorlayan, buyurgan bir loşluk var. Cama gecenin kumaşından dokunmuş […]

Gösteri – Sanat/Edebiyat Dergisi – Şubat 2004

Son romanı “Zamanın Manzarası”ndan  bir yıl sonra “Kusma Kulübü” ile yine kavramları  sorguluyor Mehmet Eroğlu. Dünyaya atılmış ve orada unutulmuş insanoğlunun, fırtınanın ve “ıssızlığın ortasında” ki yalnız ve öksüz yolculuğunu anlatıyor. Mehmet Eroğlu,  kavramların tam ortasına koyduğu  Umut Çinici ile birlikte “akıl, vicdan, öfke, cesaret, ölüm, aşk” arasında  baş döndüren bir yolculuğa çıkarıyor   bizi ve […]

Tempo – Şubat 2004

T. –  Roman yerleşik sistemi, medyayı, magazin dünyasını acımasızca eleştiriyor. Buna anarşist roman diyebilir miyiz? M.E. – Kusma Kulübü’ne anarşist mi, nihilist mi roman dersiniz, bilemem. Ama yazarının “insan kalmak için, taraf tutmak zorunda” olduğunu bilerek, yıkıcı olmasını dilediği bir öfkeyle kaleme aldığı bir roman diyebilirsiniz. Çünkü öfke, direnişin ardındaki güçtür; şiddeti tetikler. Şiddet de […]

Post Ekspres – Şubat 2004

P.E. –“Kusma Kulübü”nün girişinde Graham Greene’nin “Sessiz Amerikalı”sından bir alıntı var: “İnsan eğer insan kalacaksa, taraf tutmak zorundadır.” Siz hangi tarafı tutuyorsunuz?M.E. –  Sekiz romanım ve 1. Şube’de hiç silinmeyen sicilim hangi tarafta olduğumu yeterince gösteriyor sanırım. Soruya bir anıyla cevap vereyim. 1969’da izinsiz bir mitingi dağıtan frukolardan (o zaman toplum polislerine böyle denirdi) kaçarken […]

Novamedya – Şubat 2004

N.M. – Mide bulantısı ve kusma,  vücudun kabul  etmediği maddelere karşı gösterdiği ilk ve en direkt tepki. Kusma Kulübü’nde, ülkede yaşanan olayları artık midesi (ya da daha doğrusu vicdanı) kaldırmayan Umut’un girdiği dönüşü olmayan yol anlatılıyor. Bu anlamda sizin de mideniz çok bulanmış görünüyor. Umut’la birlikte siz de içinizdekileri kusuyorsunuz. Bir yazar olarak belki de […]

Milliyet Sanat – Şubat 2004

“Kalemimi  asla günün modasına göre yontmadım!” Mehmet Eroğlu’nun son romanı “Kusma Kulübü” Graham Greene’den bir alıntıyla:“İnsan, eğer insan kalacaksa, taraf tutmak zorundadır…” diye başlıyor. Sürükleyici ve sarsıcı. Klişe olacak ama Mehmet Eroğlu’nun son romanı gerek atmosferi, gerek anlattığıyla “Kusma Kulübü” böyle tanımlanacak  bir roman. Fakat, aynı zamanda rahatsız edici ve irkiltici de. Bu anlamda “Kusma […]

Hürriyet Pazar – Şubat 2004

“13-14 yaşımdan beri vicdanımın emrindeyim” Mehmet Eroğlu, Yarım Kalan Yürüyüş, Yürek Sürgünü, Adını Unutan Adam, Issızlığın Ortası gibi, ‘‘bir kısım okur’’un üzerinde ‘‘kalıcı hasar’’ bırakmış romanlarının ardından, yine yapacağını yaptı. Yazarın fanatik olarak tanımlayabileceğimiz okur kitlesi tarafından uzun zamandır beklenen yeni romanı Kusma Kulübü, günümüzün tüketim kültürü üzerine ciddi bir eleştiri. Eroğlu, son kitabında, tabiri […]

1 2