Author: MEadMin

E Dergisi – Nisan 2004

Bir “Dövüş Kulübü” Çeşitlemesi “…ezilenlerin büyük insani ve tarihsel görevi budur: Ken-dilerim ve aynı zamanda da ezenlerim özgürleştirmek, iktidarlarım kullanarak ezen, sömüren ve gasp eden ezen-ler, bu iktidardan ne ezilenleri ne de kendilerim özgürleştirme gücünü alamazlar. Sadece ezilenlerin zayıflıgından doğan erk, hem ezilenleri hem de ezenleri özgürleştirecek kadar kuvvetli olacaktır. Ezilenlerin zayıflığı karşısında ezenlerin erkini […]

Varlık – Mart 2004

V. –  Sayın Eroğlu, okurunuz,  Ekim 2002’de yayımladığınız ” Zamanın Manzarası”sından  on altı ay sonra yeni romanınızla buluştu. “Zamanın Manzarası” yoğun bir şefkatin romanıydı, son kitabınız  “Kusma Kulübü” ise, “vicdan” kavramını koyuyor temele. Öte yandan, şiddet, aşk, kendini feda etme, ölüm kavramları da sorgulanıyor kitapta.M.E. – Felsefeyle edebiyatın sınırları birbiriyle buluşuyor “Kusma Kulübü”nde. V. – […]

Nokta – Mart 2004

Sayın Eroğlu, Geç olmakla birlikte, geçen yıl “Adını Unutan Adam” kitabınızı okudum. Ne kadar “karanlık” olsa da kötü bir dönemimde bana  oldukça iyi geldi. Sarsıldım ve kendimi uzun zaman unutmamı sağladı. O nedenle öncelikle size teşekkür etmek istiyorum. N. – Sizi Kusma Külübü’nü yazmaya götüren süreci merak ediyorum. Ne vakit ipin ucu kaçtı ve böyle […]

Radikal – Şubat 2004

R. – Ana karakteriniz Umut’un yaşadığı ev, çeşitli nedenlerle yaralanmış, örselenmiş ve bununla birlikte birbirine tutunarak ayakta kalmaya çalışanların buluştuğu bir mekân. İstanbul’un bir semtindeki bu apartman, Türkiye’nin acı çeken tüm kesimlerini kapsayacak nitelikte. Onlar, moda tanımlamayla “öteki Türkiye’nin” insanları. Edebiyat belki de ‘mutlu’ insanların değil, mutsuzları ve ‘hayata tutunamayanları’ anlatma işi. Bu açıdan baktığınızda romanınızdaki […]

Cosmopolitan – Şubat 2004

C. –  Yazmasaydınız kusacak mıydınız? Ya da yazmak bir kusma biçimi miydi? M.E. –  Yazmak, gizemli, tutkulu ama yorucu bir serüvendir; bu yüzden biraz aşka benzer. Aşk gibi bir çok  tanımı vardır. Ben, ‘beynin kendine yönelttiği hırslı dikkatten doğan, güçlü bir boşalma isteği’ şeklinde özetlenebilecek olanı yeğlerim. Çünkü yazmak tek başına, tutkuyla, acı çekerek yapılır ve […]

Pandora – Şubat 2004

“Hayat mutlu olmak içinmiş! Benimki mutsuzluğuma alışmaktan ibaret. Eğer hayat ölümümüze doğru akan, uzunluğu belirsiz bir ırmaksa, bana ait olana hiç bir kolun bağlanmadığını da söylemeliyim: Dar kanyonların arasına sıkışmış, coşkusuz ve yatağını derinleştiremeyen cılız bir akıntı benimki… Dışarıda nakarat gibi bir yağmur, penceredeyse insanı itirafa zorlayan, buyurgan bir loşluk var. Cama gecenin kumaşından dokunmuş […]

Gösteri – Sanat/Edebiyat Dergisi – Şubat 2004

Son romanı “Zamanın Manzarası”ndan  bir yıl sonra “Kusma Kulübü” ile yine kavramları  sorguluyor Mehmet Eroğlu. Dünyaya atılmış ve orada unutulmuş insanoğlunun, fırtınanın ve “ıssızlığın ortasında” ki yalnız ve öksüz yolculuğunu anlatıyor. Mehmet Eroğlu,  kavramların tam ortasına koyduğu  Umut Çinici ile birlikte “akıl, vicdan, öfke, cesaret, ölüm, aşk” arasında  baş döndüren bir yolculuğa çıkarıyor   bizi ve […]

Tempo – Şubat 2004

T. –  Roman yerleşik sistemi, medyayı, magazin dünyasını acımasızca eleştiriyor. Buna anarşist roman diyebilir miyiz? M.E. – Kusma Kulübü’ne anarşist mi, nihilist mi roman dersiniz, bilemem. Ama yazarının “insan kalmak için, taraf tutmak zorunda” olduğunu bilerek, yıkıcı olmasını dilediği bir öfkeyle kaleme aldığı bir roman diyebilirsiniz. Çünkü öfke, direnişin ardındaki güçtür; şiddeti tetikler. Şiddet de […]

Post Ekspres – Şubat 2004

P.E. –“Kusma Kulübü”nün girişinde Graham Greene’nin “Sessiz Amerikalı”sından bir alıntı var: “İnsan eğer insan kalacaksa, taraf tutmak zorundadır.” Siz hangi tarafı tutuyorsunuz?M.E. –  Sekiz romanım ve 1. Şube’de hiç silinmeyen sicilim hangi tarafta olduğumu yeterince gösteriyor sanırım. Soruya bir anıyla cevap vereyim. 1969’da izinsiz bir mitingi dağıtan frukolardan (o zaman toplum polislerine böyle denirdi) kaçarken […]

Novamedya – Şubat 2004

N.M. – Mide bulantısı ve kusma,  vücudun kabul  etmediği maddelere karşı gösterdiği ilk ve en direkt tepki. Kusma Kulübü’nde, ülkede yaşanan olayları artık midesi (ya da daha doğrusu vicdanı) kaldırmayan Umut’un girdiği dönüşü olmayan yol anlatılıyor. Bu anlamda sizin de mideniz çok bulanmış görünüyor. Umut’la birlikte siz de içinizdekileri kusuyorsunuz. Bir yazar olarak belki de […]

1 18 19 20 25