Söyleşiler

Gene büyük bir “ilk roman başarısı”: Issızlığın Ortasında. Mehmet Eroğlu, ”12 Mart dönemi”  ne çok açılı bir bakışla ve değişik kişilerle yaklaşıyor. “Devrimci gençler” yok, “genç insanlar” var romanda; bütün karmaşıklıklarıyla.

İnancını da, geçmişini de yitirmiş 26 yaşındaki bir Ayhan; bunlar yetmiyormuş gibi, bir de savaşa katılmış bu Ayhan; insan öldürmüş, insanların ölümüne neden olmuş. Mehmet Eroğlu, Ayhan aracılığıyla çalkantılı bir dönemi, bu dönemin genç insanlarını anlatıyor. ”Bir erkek, kendisine ancak bir kadınla başlar tekrar. Ya da savaşla devrimle,” diyordu  P.Nizan. Savaşı, devrimi yitiren Ayhan “kadın” ı arar, onu da yitirir. Bir 12 Mart dönemi mi? Kıbrıs Harekatı gerçeğini de ilk kez bu romanda okuyoruz.

Türkçe’yi çok iyi kullanıyor Mehmet Eroğlu. Bir roman dili kurmuş. Roman yapısını, romanı roman yapan “kurgu”yu çok iyi biliyor. Kurgunun mükemmelliği, olay örgüsünün kusursuzluğu (Issızlığın Ortasında, bir polis romanı gibi merakla okunuyor.)  romanı soluk soluğa okutuyor.

Romanı bitirdikten sonra Nazım’ın “İnsan yüreklerine dokundu bu elleri” dizesini anımsadım. Mehmet Eroğlu, “insan yüreği’ne dokunmasını bilen bir romancı; Türk romanının taze kanı, yeni kazancı.

NOKTA DERGİSİ  ( İKİ GÖRÜŞ) TARİH           : 11-17 HAZİRAN 1984
SAYI              : 16
YAZAN         : FETHİ NACİ