Söyleşiler

Bazen bir cümledir… ‘Edebi Aforizmalar’, bize cümlelerin farklı bir yönünü gösteriyor: Bir cümle tek başına var olabilir, bir öyküyü anlatabilir. Mehmet Eroğlu okurlarının romanlardan tanıdığı cümleler, orada anlattıklarından çok daha farklı bir biçimde çıkıyor karşımıza.

Okuduğumuz bazı kitaplarda öyle cümleler vardır ki sahip olma duygusu uyandırır insanda. O cümleyi kendimize saklamak, anlamak, cümleyle aramızda bir bağ kurmak isteriz. Cümle hakkında konuşuruz, tartışırız, yazarız. Ne var ki kâğıtta değişmez görünen yazı, yazan ve okuyanlar için birbirinden çok farklı kişiliklere bürünür. Böyle olunca ‘sahip olmak’ suya düşer. Yapabileceğimiz tek şey ‘hatırlamak’tır.

Edebi Aforizmalar, Mehmet Eroğlu’nun bugüne kadar yayımlanmış romanlarından seçilmiş, okuyucularının aklına kazınmış cümlelerinin toplandığı bir aforizmalar kitabı; Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yazma Seminerleri kapsamında birlikte çalıştığı öğrencilerine veda etmek üzereyken yine onların ısrarıyla ortaya çıkmış ve üç yıllık sıkı bir okuma-eleme işleminden sonra neticeye ulaşmış bir çalışma. Aynı zamanda okurları olan öğrencileri tarafından seçilen cümlelerden oluştuğu için Mehmet Eroğlu’nun diğer okurlarının aklına kazınmış cümlelere de isabet etmiş olması olası.

Farkında olmadığımız şeyler

Bir cümle kitabı olan ve yazar Mehmet Eroğlu ve öğrencileri tarafından hazırlanan Edebi Aforizmalar haliyle yazmaya dair birçok unsur barındırıyor içinde. Mehmet Eroğlu’nun kitabın ortaya çıktığı zorlu süreci anlatmasıyla başlayan kitap, bir öğrencisinin hocasından öğrendiklerini ve yazarlık izlenimlerini anlattığı hoş bir yazısıyla devam ediyor. Bölümlere ayrılmış kitapta ‘Yazmak’la Başlamak’ bölümüyle başlıyor aforizmalar.

“Yazmak, kimsenin görmediği, görse de farkına varmadığı insan manzaralarının ressamı olmaktır” diye yazmış Mehmet Eroğlu. Zamanın Manzarası’ndan fırlayan bu cümle -ilk cümle- neyle karşı karşıya olduğumuz konusunda uyarıyor bizi. Bilmediğimiz, farkında olmadığımız şeylerle karşılaşacağımızı, bir de özenle seçilip önümüze konulduğunda başka bir yolun olmadığını hissediyoruz.

Yazmakla başlayan kitap; edebiyatla, sanatla, insanla, aşkla ve hayatın içinden yakaladığı her noktayla devam ediyor. Birbirini takip eden aforizmalar yazarın yazma nedenine de değiniyor sanki. Sevme nedenine, yaşama nedenine… Kitabın her bölümü, bir romanın bölümlerimişçesine birbiriyle bağlantılı, bir bütünlük içinde. Ya da bir insanın yaşadığı sürece geçirdiği dönemleri anlatan bir zaman çizelgesi olarak da betimleyebiliriz bölümlerin birbiriyle ilişkisini.

Dinlenmek için iyi bir durak

Bir kitapta genelde hayranlık duyduğumuz, farklı cümlelerin bir araya geldiğinde bize yaşattığı bütünlük hissidir. Edebi Aforizmalar, bize cümlelerin farklı bir yönünü gösteriyor: Bir cümle tek başına var olabilir, bir öyküyü anlatabilir. Mehmet Eroğlu okurlarının romanlardan tanıdığı cümleler, orada anlattıklarından çok daha farklı bir biçimde çıkıyor karşımıza. Bir yandan okuru yeni bir anlama çabasına sürüklerken diğer yandan da romanlarına bir geri dönüş yaşatıyor, romana dair anıları tazeliyor.

Mehmet Eroğlu, 68 kuşağının bir parçası olmanın yanında o dönemin edebiyat dünyasındaki boşluğunu da dolduruyor. Kendi yaşadığı dönemden yola çıkarak ülkenin ve insanların siyasi olaylar sonrasındaki tepkilerinin ve çalkantılarının, durulan ülke koşullarına rağmen içine düşülen boşluğun anlatıcısı olan yazarın roman karakterleri de kendisiyle ve ‘diğer’leriyle hesaplaşmasını bitirememiş insanlar olarak çıkıyor karşımıza. Issızlığın Ortası’ndan başlayıp Fay Kırığı’na kadar uzanan; şimdilik on bir romanın, televizyon ve sinemada yer almış senaryoların ev sahipliğini yapmış olan yazma serüvenine eşlik eden ve sonraki romanı merakla bekleyen bir okuyucu kitlesine sahip Eroğlu.

Edebi Aforizmalar, roman bekleyen okurlara soluk alıp dinlenme fırsatı sağlayan bir durak. Bizi cümlelerin dünyasına çeken bu kitap, Mehmet Eroğlu’nu tanımak isteyenler için de tanıyıp ‘hatırlamak’ isteyenler için de iyi bir tercih. Mehmet Eroğlu’nun yarattığı dünyalardan çekip çıkarmak istediğimiz ancak altını çizerek veya not alarak sahip olamadığımız cümlelere en azından biraz daha yakınlaşmış olabiliriz böylece.

RADİKAL KİTAP EKİ TARİH : 14 MAYIS 2010 YIL : 9 SAYI : 478 YAZAN : HAZAL AKBAŞ