Söyleşiler

Tavşanların kitabı: Edebi Aforizmalar

“İnsanın sadece bir tek kişiye aşık olabileceği savı tembellerin uydurmasıdır.”

Bu bir roman cümlesi. Romanın adı Belleğin Kış Uykusu, yazarın adı ise Mehmet Eroğlu. İşin aslı, yazılacak olan bu romana dair değil, derdimiz yazarın bütün romanlarından cımbızla çekilmiş cümlelerin toplamından oluşan “Edebi Aforizmalar”.

Sakın, cımbızı Mehmet Eroğlu’nun kullandığını düşünmeyin! Yazar, zaten kitap için kaleme aldığı “Gerekli Bir Açıklama” başlıklı yazıda da çekincelerini daha ikinci paragrafta ortaya koyuyor. “Elinizde tuttuğunuz özlü sözler derlemesinin bendeki duygu karşılığının kararsızlık olduğunu söyleyebilirim” diyor “Her satırının bana ait olmasına karşın benim yazmadığım, hazırlamadığım, başkalarının seçkileriyle oluşmuş bir kitap olmasından belki de”… Sözünü sakınmıyor Eroğlu, “Tabii bir de bu kitabın öğrencilerim tarafından bana verilen bir armağan mı, yoksa yıllardır sürdürdüğüm edebiyat seminerlerini devam ettirmem için hayranlıkla sarmalanmış zarif bir rüşvet mi olduğunu hala çözememiş olmam da neden olabilir bu kararsızlığa” diye ekliyor. Bu cümlede bir ironiden daha fazlası var, çünkü yazar tam da seminerlerine dokuz dönem üst üste katılan öğrencilerine artık yollarını ayırmalarının zamanının geldiğini söyleyeceği bir sırada bu kitabın önerisi ortaya atılıyor. Atan elbette, seminere katılmayı neredeyse bir meslek haline getiren öğrencileri. Düşünüldüğünde öyle bir çırpıda yapılacak bir iş de değil bu, öneriyle kitabın basılması arasında geçen üç yıl da bunun kanıtı.

TAVŞAN, KURT VE ASLAN

Başta düşünmek için zaman isteyen, sonra da öğrencilerinin ısrarına dayanamayıp, kendi deyimiyle biraz nazlansa da onları aforizma avına salan Eroğlu’nun kitaba katkısı, binlerce aforizma arasında 1300’ünü seçmek. Öğrencilerin, Şule Şahin, Damla Şikel, Aslı Zoral ve Müge Tataroğlu’un ve diğerlerinin, yazarın on romanını ayrı ayrı okuyup, seçtikleri aforizmaları bir araya getirmelerinden oluşan kitapta bir de öğrencilerinden “Bir tavşan”ın “Tez Hocası Hakkında” başlıklı yazısı da var. Bütün “tavşanlar” adına konuşan genç yazar, hırçın ama ilgili, zor ama öğretici bir hoca tablosu çiziyor. Tavşan mı? Onun yanıtı da hocasının daha ilk derste neredeyse tedrisatından geçen bütün öğrencilere anlattığı fıkrada saklı:

“Bir tavşan, onu yakalayıp yemek isteyen kurt ve tilkilere her seferinde master yaptığını, tezini henüz bitirmediğini söyleyerek kendisini bırakmalarını ister. Bu garip, doğa yasalarına ters istek karşısında afallayan avcılar, pençelerinin arasında tuttukları leziz avlarını şaşkınlıkla süzerek, hangi konuda master yaptığını sorduklarında tavşan hep aynı cevabı verir: Tavşanların kurtlarla tilkilere göre üstünlükleri. Avcılar katıla katıla güler bu yanıta. Masterci tavşan onları yuvasına davet ettiğinde gerçek ortaya çıkar. Mastercı tavşanın odasında üstü kağıtlarla kaplı bir çalışma masası vardır, garip olan masanın sağ tarafında tavana kadar yükselen kurt kemikleriyle, sol tarafında yine tavana kadar tilki kemiklerinin oluşturduğu görüntüdür. Ama daha da şaşırtıcı olan masanın arkasında yatan, te-bel tembel esneyen dev gibi bir aslandır. Ormanlar kralını gören kurt ve tilkiler dehşet içinde bu da kim diye sorduklarında, bizim mastercı tavşan tez hocam diye yanıt verir…”

Yazmak, edebiyat, insan, hayat, güzellik, aşk, cinsellik, tanrıyla karşılaşmak, acı, ölüm, ikinci hayat, cesaret-korku-savaş, özgürlük-bellek-vicdan başlıkları altında toplanan aforizmalar göz atalım bir de. Yazıya aşkla başlamıştık, ölümle bitirelim:

-Tanrı bile ölüme saygı gösterir; kimseye ölümsüzlük vermediğinden belli değil midir bu?(Kusma Kulübü)

-Ölüm bilinmeyene yönelen dramatik bir meraktır. (Yürek Sürgünü)

-İnsan, kendi ölümünün acısını bilemez. Ölümle ilgili hissettiklerimiz acı değil, yok olacağımız gerçeğinin yarattığı o hüzünlü dehşet duygusudur sadece. (Zamanın Manzarası)

-Mezarlara çiçek ekmemizin nedeni, toprağın altında ebediyen hapsedilecek bedenden arta kalan bir şeylerin, gün ışığı göreceği umududur. (Fay Kırığı)

-İnsanın yalnız yaşamak için yaratılmadığını, sadece ölürken değil, öldükten sonra da tek başına kalmaya katlanamadığını mezarlıklar kanıtlar .(Belleğin Kış Uykusu)

BİRGÜN KİTAP EKİ TARİH : 15 MAYIS 2010
YIL : 4 SAYI : 78
YAZAN : BERAT GÜNÇIKAN